Temelleri 90’lı yılların başında atılan kamu ortaklıklı savunma sanayi şirketleri ile başlayan Türk Savunma Sanayi Kalkınma Girişimi, günümüzde tamamen özel inisiyatiflerin de bu alanda faaliyet göstermesi ile rekor cirolar üretmeye başladı. Başlıca savunma sanayi kuruluşlarımızdan olan; ASELSAN, TAI, MKEK, OTOKAR, TEI, FNSS, HAVELSAN, STM, ROKETSAN, Nurol Makine gibi firmaların da aralarında bulunduğu 100’ü aşkın firmanın toplam cirosu on milyar dolarları bulurken, savunma sanayi ihracatımız 7 milyar dolar civarında. Bu rakamlar her ne kadar dünyadaki rakiplerimizin gerisinde olsa da, gelişim hızı dikkate alındığında bulunduğumuz noktanın üzerine hızla çıkabileceğimiz tahmin edilebiliyor. 2000 yılında 500 milyon dolar dahi olmayan savunma sanayi ihracatının bugün bu değerlerde olması, sektörün hızla geliştiğini ve katma değer ürettiğini net bir şekilde gösteriyor. Ülkemizin sahip olduğu yetişmiş genç işgücü sayesinde bu hamlenin daha güçlü bir şekilde devam edeceği tahmin ediliyor.
Özel Sektör İş Başında
Geçmişte sadece devlet eli ile yürütülen savunma sanayi üretimleri günümüzde özel sektörün de bir çok noktada sürece dahil olması biçiminde ilerliyor. Aselsan tarafında üretilen araçlarla boy ölçüşebilen araçları ile dünya arenasında boy gösteren FNSS ve dünyanın dört bir yanına zırhlı araçlar ihraç eden OTOKAR gibi firmalar sayesinde sektörün rekabet seviyesi yükseliyor ve kalite standartları artıyor. Sektöre yeni katılan sanayi üreticileri ve yazılım üreticileri ile birlikte çok daha ciddi gelişimlerin kaydedilebileceği tahmin ediliyor.
Temmuz 2018 ayı içerisinde sadece 2 ihracat sözleşmesinde toplam 2,5 milyar doların altına imza atıldı. Pakistan ile yapılan 4 adet MİLGEM Sınıfı Korvet ve 30 adet ATAK Helikopteri için yapılan sözleşmeler ülke tarihinin bir seferde en yüksek rakamlı ihracat kalemleri olarak kayıtlara geçti.
Endüstri 4.0 Fırsatı
Tüm dünyanın ağır sanayi üretim tekniklerini terk edip, yazılım bazlı üretim teknolojilerine ve daha az materyal ile daha gelişmiş teknolojilere yöneldiği bu günlerde, sanayi devriminden sonra bu gelişmenin bir parçası olamamış ülkemiz için büyük bir fırsat söz konusudur. Fosil yakıtlı motorlar terk edilirken, yeni nesil motorların üretiminde sektörlerimizin iştahı dikkat çekicidir. Bir çok savunma sanayi firmamızın ve elbette kamu şirketlerimizin elektrikli motorlarla çalışan araçlar üretme çabası devam etmekte, yazılım noktasında ise dünyadaki emsallerinin çok ilerisinde bir gelişim kaydedilmektedir. Elbette bunun için kamusal bir strateji planı gerekliliği söz konusudur ki, devletin savunma sanayi ihracatçısı için sunduğu teşvikler hayli tatmin edicidir.
Endüstri 4.0, nesnelerin interneti ve yapay zeka çalışmaları savunma sanayinin en önemli alanları olarak önümüzdeki döneme damga vuracak gibi duruyor. Son dönemdeki gelişmeler ışığında değerlendirmeler yapan sektör uzmanları Türkiye’nin savunma sanayi ihracatının 2020 yılına kadar 15 milyar doları bulacağını belirtiyorlar.